Ortalama Bir İnsan Olmak ve Kendin Olmak
Hayatın günlük koşturmacasında kendinizi dalgalarla boğuşan bir yüzücü gibi hissettiğiniz anlar oluyor mu? Ona koştur, buna koştur, ona yetiş, buna yetiş… Müdürün kaprisi, müşterilerin nazlanması, piyasanın gidişatı… Amacınız hep mevcut durumu sürdürmek ve geriye gitmeyi engellemek mi? Yani ortalama bir insan olarak ortalama başarılarla hayatınıza devam mı etmek? Acaba tüm yorgunluğunuzun sebebi bu olabilir mi? Daha önce de söylemiştim: Yerinde durmak diye bir şey yoktur, ya ileri gidersiniz ya da geri…
Ortalama olmayı hedeflerseniz, ortalama olarak kalmak için bile sürekli dalgalarla boğuşmaya çalışırsınız.
Siz bu dünyaya ortalama bir insan olmak için gelmediniz. Siz her saksıda yetişen bir süs çiçeği değilsiniz. Siz insansınız; duygularınız, düşünceleriniz ve yaratıcı becerileriniz var. Koca evrende sizden başka bir tane daha var mı? Şu ana kadar sizin gibi hiç kimse bu dünyaya gelmedi ve gelmeyecek de. Siz bu dünyaya gelen nadide bir inci parçası kadar değerlisiniz. Bu muhteşem farkınızı ve potansiyelinizi ortalama olmaya çalışarak harcamak da nedir? Çocukken farklıydınız; gece yatağa girerken hayalleriniz vardı. Peki ne zaman hayallerinizden vazgeçerek ortalama bir insan olmaya karar verdiniz?
Sadece sizden bekleneni verirseniz, sadece ortalama bir insan olmaya çalışırsanız bir bitki gibi yaşarsınız. Hayattan keyif alamazsınız. Ölü bir balık gibi gözlerinizdeki ışık söner. Canlı ve hayat dolu mu olmak istiyorsunuz? O zaman sürüden ayrılın. Ortalama olmaktan vazgeçin. Yeniden gücünüzü elinize alın. Potansiyelinizi artık ortaya çıkarın!
Picasso ortalama bir ressam olmaya çalışıp sağda solda taklit resimler yapan bir adam olarak Picasso olamazdı. O kendisi oldu; sıra dışı oldu. O ana kadar yapılmamış bir tarzı gerçekleştirdi. Tüm dünyaya kendi farkını ve hünerini armağan etti.
Mozart ortalama bir müzisyen olmaya çalışarak Mozart olmadı. Tek gayesi okulda müzik öğretmenliği yapıp özel ders vererek yaşamını sürdürmek değildi. O üretti. Hiç olmayan bir şeyleri var etti. Kendi ruhunu ve kalbini eserlerine yansıttı.
Einstein üniversiteye kapağı atıp emekli olmayı bekleseydi bugün yaşadığımız dünya teknolojik anlamda çok daha geride olabilirdi. O üniversitede emekli olmayı beklemek yerine üretmeyi, tutkuyla üretmeyi, araştırmayı ve sıra dışı olmayı seçti. Bu dünyada yaşadığı her dakikayı kendisi olmaya adadı.
Sizin resimleriniz belki Cin Ali düzeyinde, besteleriniz Ajdar seviyesinde, bilimsel anlayışınız da lise fen bilgisi düzeyinde olabilir. Emin olun Picasso’nun da bilimsel tutkusu, Einstein’ın da müzik algısı sizden iyi değildi.
Bu dünyaya potansiyelinizi keşfederek, sanatınızı konuşturarak, ruhunuzu katarak katkı sağlayabileceğiniz alanlar mutlaka var.
Ortalama olmaya çalışmaktan vazgeçin. Kendiniz olun. Yani Sıra dışı olun; çünkü dünyaya geliş amacınız bu dünyaya bir farklılık katmak.
Bu dünyada size verilmiş olan yeteneklerinizi keşfedin. Potansiyelinizi harekete geçirin.
İşinize tüm ruhunuzu ve sanatınızı katın.
Ne yapıyorsanız onu dünyada en iyi yapan insan olmaya çalışın.
Yaptığınız işte bir Mozart olun, Picasso olun, Einstein olun.
Yani kendiniz olun!
Başkasını taklit etmeye ihtiyacınız yok; sadece kendiniz olmaya ihtiyacınız var.
Tüm dünyanın sizin SİZ olmanıza ihtiyacı var.
ClearMind ve NLP Uzmanı Türker Manavoğlu Deneyim Okulu’nda sizlere daha mutlu ve başarılı bir yaşamın ipuçlarını paylaşıyor. Türker Manavoğlu’nun uyguladığı ClearMind tekniği ile Tüm problemlerinizden kurtulmak için buraya tıklayın.