Sevgi, aşk, birliktelik, heyecan… Ne güzel kelimeler değil mi? Diğer taraftan da kavga, aldatılma, ayrılık, depresyon… Bu kelimeler de sanki Edi ve Büdü gibi önceki kelime grubunu takip ediyor bir süre sonra. Aslında bu döngüye bağlı kalmak zorunda değilsiniz. 4 basit yaklaşımla çok daha mutlu ilişkiler yaşayabilirsiniz. Bu 4 adımın tamamını bir yazı dizisi şeklinde sizlerle paylaşacağım. Bugünkü yazımızın konusu ise “İlişkilerin Amacı”.
İlişkileri hayatımızın neresine oturttuğumuz, yani aslında temeli ne şekilde kurduğumuz çok ama çok önemli. Sağlam olmayan bir temel üzerine bir bina inşa ederseniz depremler olduğunda yıkım kaçınılmaz olur.
Neden ilişkiye gireriz ve hayatımıza birilerini alırız? Bu soruya verdiğiniz yanıt hem ilişkiden aldığınız keyfi, hem de ilişki bittikten sonraki ruh halinizi doğrudan etkiler. Bir düşünün. İlişki sizin için ne anlam ifade ediyor?
Sizi tamamlayacak elmanızın diğer yarısını bulmak mı? O zaman çok üzgünüm. Bir gün ilişkiniz bittiğinde yarım bir insan olarak hayatınıza devam etmek zorunda kalacaksınız. Ya da sürekli yarım kalmama korkusuyla ilişkinizde tavizler vereceksiniz ve ilişkiyi kendinize zehir edeceksiniz. Evet kaybetme korkusu yaşayacaksınız. Yoksa bu senaryo size tanıdık mı geldi?
Bir ömür boyu birlikte olacağınız insanı bulmak mı? O zaman yine üzgünüm. İlişkiniz bittiğinde tüm gelecek hayalleriniz de suya düşecek. Her biten ilişki sizin başarısızlık hanenize yazılacak. “Tüh bu ilişkide de başarısız oldum” diyecek ve kendinize olan güveninizi günden güne yitireceksiniz.
Size kendinizi daha mutlu, daha huzurlu, daha güçlü, daha değerli hissettirecek biriyle olmak mı? Bu kez de mutluluğunuzu, huzurunuzu, gücünüzü ve değerinizi ellerinizle başka bir insana teslim ediyorsunuz demektir. Tüm ilişki boyunca diken üstünde duracak ve bu hissettiğiniz duyguları kaybetmemek için türlü kıskançlıklara, kaprislere ve krizlere gireceksiniz. Bu da mı tanıdık geldi yoksa?
İlişkinizin amacı ne yarım halinizi tamamlamak, ne ömür boyu birlikte olacağınız kişiyi bulmak, ne de kendinizi daha değerli, huzurlu, güçlü ve mutlu hissetmek. Tüm bu yaklaşımlar birer ilişki tuzağı.
Evet “Sensiz bu dünya anlamsız bir boşluk” demek, “Senden asla vazgeçemem”, “Senin için kendimden bile vazgeçerim” demek, “Senin gibi birini asla bulamam” gibi cümleler kurmak kulağa çok romantik geliyor, ama bunlar ancak 3. sınıf aşk romanlarında olabilecek kadar tuzak cümleler.
Peki, o halde ilişkiler için amaç ne olmalı?
Aslında ilişkilerin amacı kendinizi deneyimlemek, geliştirmek ve bunu yaparken de keyif almaya bakmak. Hepsi bu ve bu kadar da basit. İşi karmaşık hale getirenler hep biziz.
Hayatın en büyük anlamı “ilerlemek” ve “gelişmek”. Gelişimin ve ilerlemenin durduğu her türlü yaşam anlamsızdır. 30 yıl boyunca aynı yerde sayarsanız intihara sürüklenirsiniz. Oysa her ilişki bizler için muhteşem bir deneyim ve gelişim kaynağı. İlişkilerden çok şeyler öğreniriz. Bazen üzülürüz, bazen öfkeleniriz, bazen ağlarız. Ama eğer ilişkiyi doğru okuyabilirsek, doğru mesajları çıkarabilirsek tüm bu deneyimden çok daha güçlenerek, tecrübe kazanarak ve gelişerek çıkarız.
Size kendimden bir örnek vereyim. Bundan birkaç yıl önce, henüz daha yaşam koçu değilken, bir kız arkadaşım vardı. İlk zamanlarda her şey harikaydı. Ancak bir süre sonra araya kaybetme korkusu, kıskançlık, anlaşmazlıklar ve tartışmalar girdi. Hayatımda gördüğüm en negatif insandı ve benim gibi pozitif bir insanı bile birkaç ay içinde negatife çekebilmişti, sağ olsun. Sürekli kavgalar ve tartışmalar vardı ilişkide. Bir taraftan karşılıklı kaybetme korkusu… Bir süre gülmeyi bile unutacak bir hale gelmişim ve bunun farkında bile değildim. Hayatımın en berbat dönemini geçiriyordum. Ne kadar başarısız bir ilişki değil mi? Aksine, belki de hayatımın en başarılı ilişkisiydi! İyi ki de hayatıma girmiş! Nasıl mı? Ben bu dibe batış sayesinde kişisel gelişime yöneldim. Elbette ilk yaptığım iş o kızdan ayrılmak oldu. Sanırım şaşırmadınız. Kişisel gelişime daha da derin bir seviyede daldım. Daha fazla okudum, daha fazla araştırdım, kendimi yeniden keşfettim, kendimi yeniden yarattım. Kendime çok çok daha pozitif ve mutlu bir dünya kurdum. Bunları yaptıkça kişisel gelişimimle çok daha fazla ilgilendim. Çevreme de katkı sağlayabildiğimi fark ettim. Sonunda aşık olduğum mesleğimi yapmaya, yani Yaşam Koçu olmaya karar verdim. Oldum da. Evet, şu an bu satırları o muhteşem kız sayesinde okuyorsunuz. O olmasaydı belki de asla kişisel gelişime bu seviyede ilgi duymayacaktım. Asla bu alanda uzmanlaşmayacaktım ve sizlerle de bu yazıyı paylaşmayacaktım.
Sadece bu da değil. Onun oturduğu semte hayrandım. Ayrıldıktan bir süre sonra ben de aynı semte taşındım. Şu anda oturduğum yeri de ona borçluyum yani.
Diğer yandan ilişkilerde neyi yanlış yaptığımızı bol bol sorgulama imkânı buldum ve benden yardım alan onlarca insanın ilişki hayatını çok daha güzel hale getirecek yaklaşımları keşfettim.
Şimdi tekrar soruyorum. Bu ilişki sizce başarısız mıydı? Hayır, hayatımın belki de en başarılı ilişkisiydi. Hayatıma en çok şeyi katan, beni bugünkü bene en çok yaklaştıran ilişkiydi. Geriye dönüp baktığım zaman diyorum ki, iyi ki onu tanımışım.
İlişkinizin başarısı ne süresiyle, ne de sizi ne kadar “tamamladığıyla” ilgilidir. İlişkiler sizin onlardan sağlayabildiğiniz gelişim kadar başarılıdır.
İlişkilere birer deneyim ve gelişim aracı olarak bakarsanız her şey çok daha kolaylaşır. Yeter ki ilişkilerinizden doğru mesajları çıkarın ve kendinize “Ben bu ilişkiden neler öğrenebilirim?” diye sorun. Emin olun, mutlaka öğrenecek bir şeyler bulacaksınız. Mutlaka gelişecek noktalar yaratacaksınız.
Peki, şu ana kadar yaşadığınız ilişkiler size ne kattı? Şu anki ya da bir sonraki ilişkinizin size ne katmasını istiyorsunuz? Tüm bunlardan neler öğrenebilirsiniz?
Bundan sonra ilişkilerinizin amacı ne olsun istiyorsunuz? Ömür boyu sürecek birlikteliği arayarak her seferinde kendinizi başarısız saymak mı? Yoksa biten her ilişkinin ardından kendinizi harika şekilde başarılı hissetmek mi?
Tercih sizin!
ClearMind ve NLP Uzmanı Türker Manavoğlu Deneyim Okulu’nda sizlere daha mutlu ve başarılı bir yaşamın ipuçlarını paylaşıyor. Türker Manavoğlu’nun uyguladığı ClearMind tekniği ile Tüm problemlerinizden kurtulmak için buraya tıklayın.