Hayat bir Şölendir, Kutlamasını Bilmeli!
İnsanın diğer hayvanlardan farkı nedir? Genelde yanıt şu şekilde verilir: “Düşünebilmesi ve alet yapabilmesidir.” Yanına bir madde daha ekleyelim: “Hayatının büyük kısmını mutsuzluk ve üzüntü içinde geçirebilmesi”. O kadar hayvan gördüm, insan kadar depresifini, üzgününü, yaşamdan soğumuşunu, donuklaşmışını görmedim.
Bunu görmek için dahi olmanıza gerek yok. Yapmanız gereken şey çok basit. Önce çevrede görebileceğiniz hayvanlara bakın. Mesela kuşlar.
Sanki sürekli bir kutlama halindeler. Oradan oraya amaçsız şekilde uçuyorlar, ötüyorlar, eğleniyorlar. Çünkü hayatı bizim kadar karmaşık hale getirmiyorlar, hayatı son derece basit ve mutlu yaşıyorlar. Aklında onu terk eden sevgilisi, fırça atan patronu, ilgisiz eşi yok. Hele hele can sıkıntısı zaten hiç yok. Sürekli bir koşuşturma ve kutlama koşuşturma halindeler.
Aynı şekilde kedilerde, köpeklerde de o büyük huzuru görebilirsiniz. Tüm hayvanların üzüntülü anları olabilir. Ama genel itibariyle, özellikle de insana kıyaslandıklarında inanılmaz bir mutluluk içindeler. Benzer şekilde, bebeklere ve çocuklara bakın.
Evet, üzülüyorlar, bol bol da ağlayıp zırlıyorlar. Ama diğer yandan yetişkinlere göre çok çok daha mutlular, eğleniyorlar ve yaşamı resmen bir festival haline getirmişler. Çoğu insan son 10 yıldır bir bebek ya da çocuğun sıradan bir günde eğlendiği kadar eğlenmemiştir, eminim. Siz içinizdeki masum çocuğu en son ne zaman kaybettiniz?
Kuşlar, bebekler ve çocuklar yaşamı kutlayadursunlar; siz bir de sabah işe giderken yolda, otobüste, metroda karşılaştığınız insanlara bakın. Hepsi ölü gibi. Aslında ölmüşler de, orada cenazelerini kaldıran birisi gelse hemen “tamam ya, tamam, tabut daha iyi fikir” diyecek gibi bakıyorlar. Tamam hepimiz öleceğiz, ama acele edip de provasını yapmaya ne gerek var? Tuvalete gitmeyi beklemeden ortalık yere çiş yapıyor musunuz? Yapmıyorsunuz. O zaman mezara girmeden ölmek de yok. Sizden bu konuda söz istiyorum.
İnsanın tüm doğası mutlu olmak üzerine kurulmuştur, ancak mutluluğumuzun önüne setler çeken yine bizleriz. Üstelik bu konuda diğer hayvanlardan da çok daha avantajlıyız. Siz hiç kahkaha atan bir kuş, köpek ya da kedi gördünüz mü? Ben görmedim, varsa hemen televizyonlara çıkarın, paraya para demezsiniz. Hayvanlar bizler kadar şanslı değil, gülemiyorlar. Fırsat buldukça patlatın kahkahanızı. Gülmek kadar güzel ve keyifli çok az şey var bu dünyada.
Diyebilirsiniz ki “Ama bunca sıkıntım, problemim, mutsuzluğum varken nasıl güleyim?” Haklısınız, problemler varken gülmek zor. Ancak mutlu anlarında herkes mutlu olur. Kimse harika bir yaz tatilini somurtarak geçirmez. Ya da keyifli bir anında komik bir şeyler izlediğinde de herkes güler. Önemli olan tüm sıkıntılara, problemlere, mutsuzluklara rağmen gülebilmek. Zaten bunu başardığınız anda hayatınızdaki pek çok şeyin mucizevi bir şekilde değiştiğini göreceksiniz. Somurtmak, mutsuz olmak problemlerinizin çözümünde size yardımcı olmaz. Ancak yüksek bir enerjiyle ve moralle sorunlarınıza eğilmek çok daha hızlı ve güzel çözümler bulmanızı sağlayabilir.
Bu demek değil ki hiç üzülmeyeceğiz, ağlamayacağız. Üzülün, ağlayın, öfkelenin. Tüm duygularınızı dolu dolu yaşayın. Zaten insanın üzerindeki donukluk ve “ölü taklidi” yapma hali de duygularını yaşamamasından kaynaklanıyor. Bebekleri ve çocukları yeniden hatırlayın. Sürekli ağlıyorlar, zırlıyorlar ama günün sonunda en mutlu yine onlar. Tüm duygularınızı yaşayın, içinizi boşaltın ama günün sonunda “en son gülen” siz olun.
Dertlerinizi, sorunlarınızı yok saymayın. Onlar yokmuş gibi davranmayın. Onları kabul edin, üzerinde düşünün. Ama amacınız onları düşünerek “vah vah” yapmak değil, çözüm bulmak olsun. Derdinizle kederinizle övünmeyi bırakın. Çok fazla probleminizin olması, insanların size acıması egonuzu besleyebilir; ama günün sonunda mutsuzluğunuz baki kalır. Hiçbir bahane başarı ve mutluluğun yerini tutmaz. Dolayısıyla odağınızı problemlere değil, iyiye ve güzele doğru yöneltin. Unutmayın hayatınızda iyi gitmeyen bir şey arıyorsanız, mutlaka bulursunuz. Ama iyi giden bir şey arıyorsanız onu da mutlaka bulursunuz. Herkesin hayatında negatifler var. Bunlar karşısında üzülmeyi seçebilirsiniz; ya da enerjinizi yükseltip problemleri aşmayı deneyebilirsiniz. Ancak her ikisini birlikte yapamazsınız.
Hayatınızda en önem verdiğiniz şey mutluluk seviyeniz olsun. O günü mutlu geçirdiyseniz kendinizi başarılı sayabilirsiniz. Ne kadar mutluysanız çevrenize de ancak o kadar mutluluk verebilirsiniz. Siz üzgünken başkasını sevindiremezsiniz.
Üzgün olduğunuz anlarda aklınıza hayvanları, çocukları ve bebekleri getirin. Tek dertleri bu dünyadan daha çok keyif almak. Bunu onlar yapabiliyorsa siz de yapabilirsiniz. Güne güzel başlayın, daha çok şükredin, daha çok dans edin, daha çok kahkaha atın ve çevrenizde gördüğünüz en muhteşem insan siz olun. Diğer insanlara ışığınızla ve enerjinizle ilham vermek istemez misiniz?
O zaman ne duruyorsunuz? Hayattaki tüm problemlere inat, kuşanın en muhteşem gülümsemenizi ve patlatın en içten kahkahanızı! Dünyanın sizin o güzel gülüşünüze çok ihtiyacı var. Bizleri gülüşünüzden sakın mahrum bırakmayın!